Diyalog Yolu Neresidir?
İzmir’de yaşıyorum ve bazen düşünüyorum da, insanın en çok kaybolduğu yerlerden biri nedir? “Diyalog yolu” diye bir şey var mı mesela? Yani, her gün sokakta yürürken, bir yandan kafamda şunları düşünüyorum: “Hangi noktada, hangi konuşmanın başlaması gerektiğine karar veriyorsun? Ve bu konuşmalar nereden nereye gider?” Mesela, geçen gün arkadaşlarla otururken, “Diyalog yolu neresidir?” diye sormak geldi içimden.
Sonuçta, diyaloglar bazen tam bir yolculuk gibi değil mi? Ve her yolculuk bir yoldan başlar, öyle değil mi?
Diyalog Yolu: Kafamızda Bir Şehir Haritası
Geçen hafta bir kafede, arkadaşım Mert’le oturuyorduk. Mert, genellikle konuşmaları çok derinlemesine ele alır ama bir yandan da sürekli espriler yapar. Tam o sırada, her zaman olduğu gibi, konuyu değiştirme işini üstlendi ve dedi ki:
Mert: “Bence diyaloglar hep bir yolculuk gibidir. Kafanda bir harita vardır, ama çoğu zaman kayboluruz.”
Ben: “Kaybolmak mı? Bunu mu dedin? Kafamda bir harita olduğunu söylerken sanki benim beynimde dev bir labirent varmış gibi hissettim!”
Evet, bu şaka değildi. İçimdeki kaybolan harita düşüncesi, bir anda kafamda bir şehri dolaşıyor gibi hissettirdi. Diyalogları düşündüm… Hangi yolda, hangi kavşağa girsem, konuyu nereye götüreceğim? Birkaç saniye sonra, daha fazla düşünmeden, bu sorunun gerçekten komik olduğunu fark ettim. Ama bunu daha fazla irdelemem gerekmiş gibi hissediyordum. Ve Mert’in dediği gibi, bazen gerçekten kayboluyoruz. Hangi cümleyle başlayacağımıza, kimle konuştuğumuza göre o yol farklı yönlere sapabiliyor.
Diyalog Yolu: Bazen İstemeden Girdiğimiz Sokaklar
Geçen gün, yine İzmir’deyim, ünlü Kordon’da yürürken bir abla yanımdan geçti. Hani o Kordon’un popüler ama bir o kadar da zorlu yürüyüş yollarında birdenbire bir konu açılır ya. Aynı şekilde, bir anda abla, “Bana bak, seni nasıl tanıyordum?” diyerek bana bakmaya başladı. Yani, düşünün, bir anda kendimi, “Biyografi mi yazıyoruz?” diye sorgularken buldum.
Ben: “Tanımıyorsunuz galiba, ama tanışmak isterseniz memnun olurum!”
Abla: “Evet evet, seninle konuşacak bir şeyler bulurum.”
Sonra, gerçekten nasıl olduysa bir anda bana iş dünyasından, öğrencilik hayatından ve en son yaptığı tatil gezisinden bahsetmeye başladı. O kadar istemeden girmişim ki bu diyalog yoluna, şimdi bir alışveriş merkezi kadar büyük bir konuya dalmıştık. Neyse ki, başka bir arkadaşım arayıp da “Gel seni bekliyoruz!” diye mesaj atınca, biraz hızla oradan çıkıp nefes aldım.
Gerçekten bazen, diyaloglar istemeden öyle bir sokağa sapıyor ki, çıkmak zor olabiliyor. Kendini birden başka bir dünyada buluveriyorsun. “Diyalog yolu neresidir?” diye bir kez daha sordum: Bazen, hiç istemediğin bir yolda kayboluyor, çıkışı ararken bulduğun her şey seni daha fazla karıştırıyor.
Diyalog Yolu ve O Anki Ruh Hali
Bir diğer sahne de geçen gün yaşandı. Bir kafede, arkadaşım Eda’yla oturuyoruz ve ben gene bir şekilde “diyalog yolu”na girdim. Konu neydi? Tabii ki ilişkiler. Gerçekten insan, bir konu açar açmaz, diyaloglar kendiliğinden gelişiyor. Hani şu… kendini bir an akışa bırakıp, susmaya başladığında, birden her şeyin “ne kadar doğru” olduğunu düşünmeye başlıyorsun.
Eda: “Ya, birinin anlamadığını düşünmek, sonra seninle iletişim kurmaya çalışması… Bazen bunu bile istemiyorsun.”
Ben: “Evet, ama bazen anlamadığın o noktada kendini daha da kaybolmuş hissediyorsun.”
Eda: “O zaman daha fazla kayboluyoruz, senin gibi kayboluyorum işte!”
Ben: “Görüyor musun, kaybolmak… bazen çıkışı görmek için önce kaybolman gerek!”
İşte tam o an, içimden şu düşünce geçti: “Diyalog yolu, sadece kaybolan yollar değil, aynı zamanda bazen kaybolmanın da tam kendisi!” Gerçekten, bazen anlık ruh hallerine göre diyaloglar farklı yönlere çekilebilir. Bir bakmışsınız, komik bir şekilde biriyle derinlemesine bir konuyu konuşuyorsunuz, bir bakmışsınız, ciddiyetin içinde kayboluyorsunuz.
Sonuç: Diyalog Yolu ve Hayatın Sürükleyici Yolu
Sonunda fark ettim ki, diyaloğun bir yolu yok. O, başladığı yerin sadece başlangıcıdır. Diyalog yolu, kaybolabileceğin, çıkış arayabileceğin ve en sonunda bulduğun o “tam yerinde” olabileceğin bir yolculuk. Belki de “Diyalog yolu neresidir?” sorusunun cevabı, her an değişebilecek bir şeydir. Hem heyecan verici hem de bir o kadar komik olan bir şey.
Hayatın en güzel anları, belki de tam o yolculuklarda gizlidir. O yüzden, bazen sadece gülüp geçmek gerek. Diyalog yolları, bazen derin, bazen sığ, bazen ise komik olabilir. Ama bir şey kesin: her yolculukta, konuşmanın tam yerinde olma hissi, her şeyden daha değerli.