Halis Dinde Ne Demek? Bir Yolculuğun Hikâyesi
Bir akşam, rüzgarın uğuldayan sesiyle uyandığı an, Ali’nin aklına takılan tek şeydi: Halis… Neden bu kelime sürekli zihninde dönüp duruyordu? Bir anlamı olmalıydı. Araba sesleri ve kalabalıkların sesleri arasında, tek başına bir düşünceye dalmıştı. Gözleri kapalıydı ama yüreği bir başka yere gitmişti.
İçsel bir huzur arayışı vardı. Tıpkı yıllar önce annesinin ona söylediği gibi: “Gerçek huzur, halis olandır.” Ama ne demekti bu? Halis olmak? Ve gerçekten “halis” olabilmek mümkün mü?
Bu sorular, Ali’nin içinde yankılanırken, Ayşe, sabah kahvesini içerken dışarıyı izliyordu. O da bu sorunun peşindeydi. Ayşe’nin düşündüğü şey, dünyanın her yerinde farklı anlamlarla yankı bulan, ruhunun derinliklerinde ona seslenen bir anlamdı. Halis olmak, saf olmak, doğru olmak… Ayşe, yıllarca insanları anlamaya çalışmış, onların kalbine dokunmak için derin ilişkiler kurmuştu. Ali’nin, halis olma konusunda hissettiği boşluk, Ayşe’nin içinde de var olan bir soruydu.
Halis Olmak: Bir İçsel Temizlik
Halis, Arapça kökenli bir kelimedir ve dinde “saf”, “katkısız”, “temiz” anlamlarına gelir. Bir şeyin halis olması, onun hiçbir dış etkenden, karışımdan arınmış, sadece ve yalnızca özüne, en saf haline ulaşması demektir. Dinde, halislik, insanın Allah’a olan bağlılığında, kalbini her türlü kötü düşünceden, nefsani arzularından arındırması, yalnızca Allah’a yönelmesi olarak kabul edilir.
Ayşe ve Ali’nin her ikisi de farklı yönlerden halis olma yolculuklarındaydılar. Ayşe, yıllarca insanlara yardımcı olmaya, onların acılarını paylaşmaya çalışmıştı. Ama son zamanlarda, bir boşluk hissi vardı içinde. O, bir anlamda başkalarına yardım ederken, kendi içsel dünyasını ve saf ruhunu kaybetmişti. Ali, ise her şeyin dışarıdan çözülmesini bekleyen, mantık odaklı bir adamdı. Sorunları çözmeyi severdi ama bir türlü kendisini “halis” hissedemiyordu.
Bir gün, ikisi de aynı soruyla karşı karşıya geldiler: Gerçek halislik ne demek?
Halisliğin Yolu: İlişkilerden Öte, Kendi Ruhunda Saflaşmak
Bir sabah Ayşe, bir terapist arkadaşıyla yaptığı sohbetin ardından fark etti ki, halis olmak, başkalarına duyduğu empatiyi kendine de göstermek demekti. O, hep başkalarının içsel temizliğine odaklanmıştı, ama kendi içindeki karmaşayı temizlememişti. Halislik, ilişkilerden öte, kendi içindeki en saf haline dönmekti. Onun, bu yolculukta başkalarına bir şeyler verirken, kendini de kaybetmemesi gerektiğini öğrendi.
Ali ise, düşüncelerini derinleştirirken fark etti ki, halislik, sadece dışsal başarılar değil, içsel huzurdur. Ona göre, doğruyu yapmak, iyi niyetli olmak ve insanlara gerçek anlamda yardım etmek, saf kalmak demekti. Ama gerçek halislik, daha da derindi; sadece doğruyu bilmek değil, o doğruyu içsel olarak hissedebilmekti.
İçindeki huzursuzluk, bir yandan Ayşe’nin içindeki aşkın ruhu, bir yandan da Ali’nin içsel boşluğu yavaşça kaybolmaya başlıyordu. Halis olmak, hem kendine hem de başkalarına karşı dürüst ve saf kalabilmekti.
Halis Olmanın Zorluğu
Bir gün Ayşe, Ali’ye şunları söyledi: “Halis olmak, bazen yalnız kalmayı gerektiriyor. İnsanın kendine dönmesi, kalbinin sesini duyması gerekiyor.” Ayşe, bu derin sözü söyledikten sonra, bir süre sessiz kaldılar. Halis olmanın en zor kısmı belki de bu yalnızlık, düşüncelerin ve duyguların karanlık tarafıyla yüzleşmekti. Ama Ayşe, artık bununla barışıktı. Halislik, insanın kendi içindeki karanlıkları görüp onlarla yüzleşebilmesiydi.
Ali ise, içindeki savaşı anlamıştı. Başkalarının çözülmemiş sorunları, ona bir anlamda odaklanmasını sağlıyordu. Ama şimdi, ona bir şeyler anlatan, kalbinde saf bir niyetle yer alan bir güce yönelmek gerektiğini hissediyordu. Belki de gerçek halislik, yalnızca Allah’a ve kendine doğru bir yönelme ile mümkün olabilirdi.
Sonuçta Ne Oldu?
Ayşe ve Ali, hayatlarına devam ederken, artık her ikisi de halislik yolunda bir adım atmayı başarmışlardı. Her ne kadar hayatları çok farklı olsa da, aslında bu yolculukta birbirlerine benziyorlardı. Halis olmak, yalnızca saflığı ve arınmayı değil, kalbin temizliğiyle dünyayı daha iyi anlamayı da içeriyordu.
Ayşe, artık daha çok içsel huzur arıyordu ve bu huzurun başkalarına da yansıyacağını biliyordu. Ali ise, sabırlı bir şekilde, içindeki boşluğu anlamak için adımlar atmaya başlamıştı. O, her şeyin çözüm odaklı olmadığını, bazen içsel bir yolculuğun en derin huzuru sunduğunu keşfetmişti.
Sizce Halis Olmak Ne Demek?
Peki, sizce halis olmak nedir? Gerçekten saf olmak, doğru ve dürüst bir yaşam sürmek her zaman mümkün mü? Halislik, sadece dini bir kavram mı, yoksa yaşamın her alanında uygulanabilir bir ilke mi? Düşüncelerinizi yorumlarda paylaşın, bu yolculuğu birlikte keşfetmeye devam edelim!